Anasayfa 9 Doğa 9 Ölüdeniz Plajı’nın Hikayesi

Ölüdeniz Plajı’nın Hikayesi

26 Haz, 2025

Türkiye’nin en çok fotoğraflanan ve hayranlık uyandıran koylarından biri olan Ölüdeniz Plajı, yalnızca berrak suları ve bembeyaz kumsalıyla değil, aynı zamanda barındırdığı mitolojik hikâyelerle de dikkat çeker. Fethiye’ye bağlı bu cennet köşesi, yılda yüzbinlerce turisti ağırlarken, “Ölüdeniz ismi nereden geliyor?” sorusu da sıkça sorulur. İşte hem doğa hem tarih hem de efsanelerle iç içe geçmiş Ölüdeniz’in hikayesi, tüm detaylarıyla bu yazıda.

 

Ölüdeniz’in İsminin Kökeni: “Ölü” Bir Deniz mi?

oludeniz

Ölüdeniz ismi ilk bakışta ürkütücü gelse de, aslında tamamen coğrafi bir özellikten kaynaklanır. Muğla’nın Fethiye ilçesinde bulunan bu eşsiz koy, Türkiye’nin en ünlü doğal güzelliklerinden biridir. İsmindeki “ölü” kelimesi, olumsuz bir anlam taşımaktan ziyade, denizin karakteristik sakinliğini tanımlar. Bu deniz neredeyse hiç dalga almaz, sakinliğiyle bilinir. Beldeliler ve balıkçılar yüzyıllar boyunca bu koyun olağanüstü durgunluğuna şahit olmuşlardır. Lagünün etrafını çevreleyen dağlar ve özel konumu, rüzgârların etkisini minimuma indirerek bu benzersiz sakinliği yaratır. Bu yüzden halk arasında “ölü gibi sakin” anlamında Ölüdeniz adı verilmiştir. Tarihsel kayıtlarda da “Durgun Deniz” veya “Sakin Koy” anlamına gelen isimlerle anılmıştır. Bugün dünyaca ünlü mavi bayraklı plajları ve turkuaz suları ile binlerce turistin akınına uğrayan Ölüdeniz, isminin yarattığı ilk izlenimin aksine, canlı ve büyüleyici bir doğa harikasıdır.

 

Lagün Yapısı ve Dalga Emici Özelliği

Lagün, doğal bir su birikintisidir ve dış denizle bağlantısı dar bir kanalla sağlanır. Bu kanal sayesinde denize açık olmasına rağmen içerideki su durgun ve berrak kalır. Fırtınalı havalarda bile Ölüdeniz’in iç kısmında su neredeyse kıpırdamaz.

 

Belcekız Efsanesi

Ölüdeniz’e dair en bilinen mitolojik anlatım, Belcekız ve genç denizci arasında geçen hüzünlü bir aşk hikayesidir. Bu hikaye bölgenin hem “Belcekız Plajı” adını almasına hem de “Ölüdeniz” ismine kavuşmasına vesile olmuştur. Türkiye’nin güneybatı kıyısında bulunan bu cennet köşe, sadece doğal güzelliğiyle değil, içinde barındırdığı hazin efsaneyle de turistlerin ilgisini çekmektedir. Yıllar önce, bu kıyılara sıkça uğrayan genç bir denizci vardır. Her seferinde sahilde onu bekleyen güzel bir kız, Belcekız, denizciyi karşılar. Birbirlerine âşık olurlar ama bu aşkın kaderi acıklıdır. Zaman geçtikçe aşkları derinleşir ve her ayrılık onlar için dayanılmaz hale gelir. Fırtınalı bir gün, denizci kıyıya yanaşamaz ve teknesi batar. Belcekız kayalıklardan atlayarak intihar eder. Genç denizcinin cansız bedeni ise dalgasız bir koyda, yani Ölüdeniz’de bulunur. Bu yüzden denize bu isim verilir. Günümüzde, Ölüdeniz’in sakin suları ve Belcekız Plajı’nın altın kumları, bu trajik aşk hikayesinin sessiz tanıkları olarak ziyaretçileri karşılamaktadır.

 

Bugünkü Ölüdeniz

Türkiye’nin incisi olan Ölüdeniz, 1983 yılında 1. derece doğal sit alanı ilan edilmiştir. Muhteşem turkuaz suları ve el değmemiş doğal plajlarıyla ünlü bu cennet köşesi, dünya çapında bir turizm destinasyonu haline gelmiştir. Bu sayede yapılaşma kısıtlanmış, doğallığı korunmuştur. Yıllardır sürdürülen koruma çalışmaları sayesinde Ölüdeniz’in eşsiz ekosistemi ve biyoçeşitliliği güvence altına alınmıştır. Bugün bölge hem UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almakta hem de uluslararası çevre ödülleri (Mavi Bayrak gibi) ile onurlandırılmaktadır. Bu prestijli tanınmalar, bölgenin doğal güzelliğinin ve temiz sularının uluslararası standartlarda olduğunun kanıtıdır. Ölüdeniz sadece deniz turizmi için değil, yamaç paraşütü gibi ekstrem sporlar için de ideal bir mekan olarak öne çıkmaktadır. Babadağ’dan kalkan paraşütçüler, bu eşsiz manzarayı gökyüzünden seyretme şansına sahip olmaktadır.

 

Fethiye İslami Tatil Otelleri için tıklayınız.

Fethiye’nin Deniz Kenarı Piknik Alanları için tıklayınız.

İlginizi Çekebilir

REZERVASYON