Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı olan Ölüdeniz, yalnızca ülkemizin değil dünyanın da sayılı tatil beldelerinden biridir. Mavinin tüm tonlarını rahatlıkla gözlemleyebileceğiniz denizi, bembeyaz kumsalları, oksijeni bol doğası ve tarihi ile bu övgüyü sonuna kadar hak ediyor. Hatta öyle ki, “Tanrı’nın dünyaya bahşettiği cennet” olarak da adlandırılan bölge, dünyanın belki de en güzel kumsalına ev sahipliği yapıyor. Adını, suyun durgunluğundan almış olan Ölüdeniz, boylu boyunca sahile kadar uzanan çam ormanları, sakin ve sığ denizi, kilometrelerce uzanan eşsiz kumsalı ile yerli yabancı turistlerin gözdesi konumunda. Fethiye ilçesine olan uzaklığı 14 kilometre olan Ölüdeniz’de Belcekız ve Kumburnu isimli iki kısım bulunur. Denizin oldukça sakin olduğu ve bölgeye ismini veren Ölüdeniz Kumburnu’da yer alır. Bu kısım milli bir parktır, ücret karşılığı denize girilen ve Ölüdeniz Plajı olarak tabir edilen bölümdür. Belcekız ise yüksek dalgaların bulunduğu, halka açık ve ücretsiz halk plajı bulunan kısımdır.
Babadağ’ın eteklerinden yamaç paraşütü yaparak belki de dünyanın en güzel manzaralarından birine süzülen paraşütçüler, gördükleri manzara karşısında adeta büyülenirler. Neredeyse 12 ayı boyunca denize girme imkanı bulunan bu nadide koy, su sporları yapmak isteyenler için de oldukça ideal. 2006 yılında gerçekleştirilen oylama ile güzelliği tescillenen Ölüdeniz, yüzde 82 gibi yüksek bir oy oranı ile ‘dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.
Ölüdeniz Adının Hikâyesi ve Tarihi Dokusu
Sakin suyundan ötürü Ölüdeniz adını aldığı düşünülse de farklı bir hikayeden ötürü bu adı almıştır. Bu hikâye efsane olarak anlatılan kavuşamayan iki aşığın hikâyesidir.
Efsaneye göre balıkçılık yapan genç bir adam, Belcekız adında güzel bir genç kadına âşık olur. Balıkçı genç denizde iken bir fırtına kopar ve kaptanına demir atmaları için yakınlardaki bir koyu gösterir. Bu koy, Belcekız’ın yaşadığı koydur. Bir rivayete göre gencin kaptanı aynı zamanda babasıdır. Kaptan balıkçının önerisini kabul etmez ve aralarında bir kavga başlar. Kavga sonucunda genç balıkçı denize düşer ve orada can verir. Sevgilisinin öldüğü haberini alan Belcekız bu acıya dayanamaz ve kayalıklardan atlayarak intihar eder. Bu olaydan sonra genç balıkçının düşüp can verdiği denize Ölüdeniz, genç kadının atladığı koya ise Belcekız Koyu denir.
Hikâyemiz çok tatlı olmasa da devam edeceğimiz konularımızdan bir diğeri ise Ölüdeniz Yazmalarıdır. Ölüdeniz Yazmaları, 1947 yılında bir çoban tarafından keşfedilmiştir. Bu keşiften sonra yazmalar bir şekilde Kudüs Üniversitesi’nin eline geçmiştir. Ardından mağarada yazmaların sırrını çözmek için araştırmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar, 1958 yılına kadar devam etmiştir. Araştırmalar devam ederken yazmaların yanı sıra birçok arkeolojik bulgularda elde edilmiştir.
11 mağarada 10 yıl boyunca yapılan kazı çalışmaları 800 kadar yazmanın ve birçok arkeolojik kalıntının gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. Bulunan yazmalar arasında Tevrat’ta geçen metinler de mevcuttur. Bunu yanı sıra Tevrat’a ait olmayan bazı yazmalar da bulundu. Bulunan metinlerin aşağı yukarı dörtte biri kadarı Tevrat’ta geçen metinlerdir. Bunların arasında kutsal yazmaların orijinal olmayan versiyonları da mevcuttur. Yazmaların birçok kısmı okunamadığı için yazmaları derlemek oldukça zor olmuştur. Yazmaların bazı bölümleri ise derlenemeyecek şekilde tahrip olmuştur.
Bu yazmaların konuları çeşitlidir. Bakır yazmalar dışında kalan yazıtları kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
- Yaradılış (Tekvin bölümünün apokrifi)
- Kurallar
- Karanlık oğulları ve Işık oğulları (İyinin ve kötünün mücadelesini anlatan yazıtlar)
- Tevrat yorumları
- İlahiler
Yazmalarla ilgili konumuzu burada sonlandırıp devam edelim. Sizi birazda doğayla iç içe bırakacağımız, ailenizle birlikte ağaçların mis gibi kokusu, kuşların muazzam sesi ve denizin muhteşem görüntüsüyle sizi ortak noktada buluşturacak Dünya’nın en güzel 10 yolu arasında bulunan Likya Yolu’ndan bahsedelim.
Likya Yolu, Fethiye’den başlayıp Antalya’ya kadar uzanan toplamda 535 km’lik uzunluğa sahip antik bir yoldur.
Genellikle, insanların bu yol üzerinde bulunan belirli parkurları seçerek yürüdüğü Likya Yolu, Dünya’nın en iyi 10 yürüyüş parkuru arasında yer alıyor. Göz kamaştıran ve kokusu ile büyüleyen dağ kekikleri arasında başlayan yürüyüş yolunda bulunan çam ağaçları arasında yürümeye devam ettikçe temiz havası rahat nefesler aldırıyor. Yürüyüş yolu üzerinde bulunan bazı yerlerde yürüme güçlüğü yaşanabileceğinden dolayı iplere tutunarak kayaların üzerinden geçiyorsunuz. Doğaseverler tarafından işaretlenen kırmızı beyaz çizgiler sayesinde yürüyüş yolunda yönünüzü kaybetmeden ilerlemeye devam edebilirsiniz. Patikaları aşıp ormanları geçeceğiniz bu yemyeşil yürüyüş yolunun sonunda masmavi bir deniz ve gökyüzü ile karşılaşıyorsunuz.
Tarihi çok eskilere dayanan Ölüdeniz, Likyalılar döneminde “ışık ve güneş diyarı”, Orta Çağ’da ise “uzak diyar” olarak biliniyordu. Ölüdeniz tıpkı ismi gibi oldukça sakin ve dingindir. Deniz Kulağı adı verilen Lagün oluşumlarından biri olan Ölüdeniz, kendi halindeki bir gölü andırmaktadır. Kış döneminde zaman zaman dev dalgaları misafir etse de Ölüdeniz’in yılın büyük çoğunluğunda sakinliğini koruduğunu söyleyebiliriz. Kendini sürekli olarak yenileyen denizi sayesinde Ölüdeniz, berrak ve adeta cam gibi bir suya sahiptir. Ölüdeniz’i besleyen kaynak suları dipten açık denize doğru akıntı oluşturur. Kaynak sularından ötürü değişiklik gösteren tuz oranı deniz dibini canlı tutar. Bununla birlikte oluşan gelgitler de su seviyesini yükseltip alçaltarak denizin sürekli olarak temiz olmasını sağlar.
Ölüdeniz’de Neler Yapılır? Ölüdeniz’de Gezilecek Yerler
- Yamaç Paraşütü
- Güzel otel ve pansiyonlarda konaklama
- Doğa Yürüyüşleri
- Rafting
- Koy ve antik kent turlar
Ölüdeniz denince ilk akla gelen aktivite tabii ki yamaç paraşütü. Dünya’nın en güzel 10 kumsalından biri olarak tasvir edilen Ölüdeniz’i tepeden görmek isteyenlerin ilk tercihi ise Babadağ. Tecrübeli pilotlar eşliğinde hemen hemen yarım saat boyunca Ölüdeniz semalarında uçarak süzülmenin keyfine varacağınız yamaç paraşütü ile kendinizi Dünya’nın çatısında hissedebilir ve unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz. Yılın her dönemi, 12 ay boyunca yamaç paraşütü yapılabilen Ölüdeniz’de yaz mevsimi bir hayli yoğun geçiyor. Bu açıdan yaz mevsiminde tatil rotası olarak bu bölgeyi belirleyenlerin elini çabuk tutarak erken rezervasyon yaptırmaları gerekiyor.
Yamaç paraşütü ile birlikte deneyimleyebileceğiniz bir başka aktivite ise rafting. Dalaman Çayı’nın serin sularında, çam ağaçları arasında yer alan bu güzel vadide yapacağınız rafting ile adrenalin seviyenizi yükselterek eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
Bölge konaklama, yeme içme, gezi ve kamp anlamında da birçok seçenek sunuyor. Ölüdeniz’de çok sayıda otel ve pansiyon yer alırken özellikle maceraperestler için çok özel kamp alanları bulunmaktadır.
Peki, doğa yürüyüşlerini sever misiniz? O halde Likya Yolu’nda düzenlenen yürüyüş turları tam size göre… Yalnızca ülkemizin değil aynı zamanda Dünya’nın en iyi yürüyüş parkurlarından biri olarak kabul edilen Likya Yolu Ölüdeniz’den başlayıp Antalya’ya kadar uzanan tam 500 km’lik bir rotayı kapsıyor. Tüm yıl boyunca düzenlenen trekking turlarına katılabilir, tarihin ve tabiat ananın sakladığı tüm güzelliklere şahit olabilirsiniz. Yeşil ve mavinin tonlarına doyarak, ciğerlerinizi oksijen ile doldurup Ölüdeniz’in gözünüzü kamaştıran sakin sularında dinlenmeye çekilerek tatilin tadını çıkarabilirsiniz.
Ölüdeniz’e geldiğinizde doğa ile iç içe olmak için gezip görmeniz gereken çok sayıda koy var. Özellikle Kabak Koyu, Kelebekler Vadisi, Belcekız ve Faralya’yı mutlaka görmelisiniz. Ölüdeniz ya da Fethiye üzerinden kalkan tekne turları ile bu birbirinden güzel ve eşsiz koyları ziyaret edebilirsiniz. Üstelik bu koylarda denize de girebileceğinizi hatırlatalım.
Öte yandan bölgeye yakın sayılabilecek başka popüler koylar da bulunuyor. Bunlar arasında özellikle Mavi Mağara ve Akvaryum Koyu’nu öne çıkarabiliriz. Mavi tur yapanların kesinlikle rotalarına eklemesi gereken istikametlerden biri olan Mavi Mağara, cam gibi berrak denizi ile ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Suyunun derin olmasından ötürü de dalış yapmak için oldukça ideal olan bu koyu mutlaka görmelisiniz.
Yine bir o kadar eşsiz bir koy olan Akvaryum Koyu da tertemiz suya ve bu suda görebileceğiniz rengârenk birçok balığa ev sahipliği yapıyor. Scuba diving ve şnorkelle dalış için tabiri caizse nokta atışı bir konumda yer alan Akvaryum Koyu; mavi ile yeşilin tonlarını barındıran doğası ve turkuaza çalan denizi ile adının hakkını veriyor.
Ölüdeniz’e Nasıl Gidilir?
Öncelikle “Ölüdeniz nerede?” sorusuna yanıt vermek gerekir.
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı olan Ölüdeniz; Anadolu’nun güneybatısında bulunan Teke Yarımadası’nda yer almaktadır. Fethiye’ye 12 kilometrelik bir uzaklıkta yer alan Ölüdeniz; Ege Bölgesi ve deniz turizmi dendiğinde ilk akla gelen tatil beldelerinden biridir. Doğusunda Seydikemer, kuzeybatısında Dalaman ve güneyinde Akdeniz ile komşu olan Ölüdeniz’e Fethiye üzerinden muhteşem bir doğa eşliğinde, çam ormanlarının arasından ilerleyerek ulaşabilirsiniz. Yolun bitiminde sizi karşılayacak olan Belcekız Koyu ve dillere destan güzelliğiyle Ölüdeniz yer alır.
Muğla üzerinden hareketle 130 kilometrelik bir mesafede yer alan Ölüdeniz, İstanbul’a 810, Ankara’ya 630 ve İzmir’e 347 km uzaklıktadır. Türkiye’nin neredeyse her ilinden ulaşım imkânı bulunan bölgeye üç farklı yoldan ulaşım sağlanabilir. Muğla, Antalya ya da Burdur illeri üzerinden ilerleyerek önce Fethiye’ye ardından da 12 km gibi çok kısa bir mesafeyi kat ederek Ölüdeniz’e ulaşabilirsiniz. Ayrıca bölgeye havayolu ile ulaşım da mevcut. İstanbul ve Ankara üzerinden Dalaman Havaalanı’na direkt uçuşlar bulunuyor. İstanbul ve Ankara üzerinden yaklaşık 1 buçuk saatlik bir uçak yolculuğunun ardından Dalaman Havaalanı’da iniş yapabiliyorsunuz. Havalimanından kalkan servis ve otobüslerle ortalama 40 – 45 dakikada Fethiye’ye oradan da Ölüdeniz’e ulaşabiliyorsunuz. Fethiye ve Hisarönü’nden çok sık aralıklarla Ölüdeniz’e minibüs bulmanız mümkün.
Son olarak Ölüdeniz’de konaklamayı asla dert etmeyin. Bölgede nitelikli pek çok otel, pansiyon ve kamp alanı mevcut. Ancak buradaki en önemli konu; erken rezervasyon. Ölüdeniz ve çevresinde yer alan belde, özellikte yaz turizmi açısından en çok tercih edilen rotalardan. O açıdan bölgeye yapacağınız ziyaretleri önceden planlayarak erken rezervasyon yapmak bir hayli önem arz ediyor.
İlginizi Çekebilir: Tatile Giderken Alınması Gerekenler
